TVL'nin gerçeği: Veri manipülasyonu ve proje değerlendirmesi için yeni bir yaklaşımın derinlemesine analizi

TVL verilerinin doğruluğu ve önemi sektördeki tartışmaların sıcak konularından biri olmuştur. Bazı görüşler, belirli projelerin aynı fonu tekrar hesaplayarak TVL verilerini şişirebileceğini öne sürmektedir. Ancak teknik açıdan bakıldığında, bu tür bir uygulama aslında mümkün değildir.

Öncelikle, UTXO modeli kendisi tekrar kullanımına izin vermez, hatta hash zaman kilidi kullanılsa bile, her UTXO sadece bir kez kilitlenebilir. Bu, aynı fonların birden fazla proje tarafından aynı anda TVL'ye dahil edilemeyeceği anlamına gelir.

İkincisi, çoğu proje staking adreslerini kamuya açık hale getirir; eğer açık değilse bile, zincir üzerindeki fon akış analizi ile izlenebilir. Bu adresler yalnızca kullanıcıların görebileceği yerler değil, aynı zamanda yatırımcılara projenin kontrolünü kanıtlayan önemli belgelerdir.

Aslında, TVL verileri manipülasyonu esasen bu açık adreslerde gerçekleşiyor. Birçok proje, büyük miktarlara sahip olanlarla iş birliği yaparak, fon akışı sağlamak için yüksek getiriler vaat ediyor ve böylece TVL verilerini artırıyor. Bu uygulama, DeFi projelerinde oldukça yaygındır, ister Ethereum ister Bitcoin ekosisteminde.

Örnek olarak, tanınmış bir projeyi ele alalım; bu proje çoklu imza sağlamak için MPC cüzdanını kullanıyor. Büyük miktar sahipleri fonlarını projenin MPC cüzdan adresine aktarırken, fonlar aslında hem sahipler hem de proje ekibi tarafından ortaklaşa yönetilmektedir. MPC cüzdanı, özel anahtar parçalama yöntemiyle çok taraflı işbirliği yönetimini sağlar ve hiç kimsenin tek başına fonları kontrol edememesini garanti eder.

Bu uygulama, "sahte TVL" tartışmasına neden oldu. Ancak, "sahte TVL" ifadesinin veri sahteciliğini değil, bu fonların aslında statik olduğunu, gerçek anlamda değer yaratmadığını ve yalnızca daha fazla yatırımcı çekmek ve projeyi öne çıkarmak için kullanıldığını belirtmek gerekir.

TVL, gerçek TVL ve sahte TVL olarak ikiye ayrılabilir. Gerçek TVL, borç verme veya takas projelerindeki gibi etkin bir şekilde kullanılabilen likiditedir ve kullanıcı deneyimini artırabilir. Buna karşılık, sahte TVL genellikle stake etme projelerinde bulunur; bu fonlar genellikle atıl durumdadır ve projenin gerçek işletimine sınırlı katkıda bulunur.

Stake etme projeleri için, TVL en uygun değerlendirme göstergesi olmayabilir. Yüksek TVL verileri sadece yüzeysel bir refah göstergesi olabilir ve aslında projenin temel işlevlerine önemli bir destek sağlamamaktadır.

Sektör uzun zamandır TVL'ye aşırı odaklanmış durumda, ancak tüm TVL'nin aynı değere sahip olmadığını anlamamız gerekiyor. Kullanıcılar ve yatırımcılar olarak projelerin temel değerine geri dönmeliyiz: Gerçek kullanıcı sorunlarını çözebiliyor mu? Sürekli pozitif nakit akışı üretebiliyor mu, böylece iş modelinin uygulanabilirliğini doğrulayabiliyor mu?

Gerçekten mükemmel projeler, kullanıcılar ve tüm sektör için değer yaratabilmelidir. Projeleri yalnızca tek bir TVL göstergesine dayanarak değil, daha kapsamlı ve derinlemesine değerlendirmemiz gerekiyor.