Bir zamanlar, insanların saf bir şekilde beyinlerinin yıkanmış ürünleri olduğunu düşünüyordum; erken dönemde maruz kaldıkları görüşler, gelecekte nasıl insanlar olacaklarını belirliyordu. Ama şimdi tam tersini düşünüyorum, insanlar öznel bir iradeye sahip; seçtiğin görüş, kaderini belirliyor, anahtar nokta "seçimin" kendisinde yatıyor, görüşün kendisinde değil. İnternet çağında, her bireyin bir dakikasını harcayarak, tüm dünyayı rahatsız eden sorunların cevaplarını bulabileceğini görüyorsun, ama çoğu insan hala düşük seviyedeki eğlencelere dalmış durumda. AI'nın sıradan insanların bilgi farkını kapatabileceğini düşünmüştüm, ama çoğu insanın AI kullanma isteği yok. -
Beyin, pasif bir bilgi alma makinesi değildir; mevcut görüşlere (önsel olasılıklara) dayanarak dünyayı yorumlar. Toplumun kötü niyetle dolu olduğunu düşünenler, yabancıların iyi niyetli davranışlarını otomatik olarak süzerek, sadece kuyrukta beklemeyi ve tartışmaları hatırlar ve sonra dünyanın gerçekten kötü olduğunu düşünür. Çabanın mutlaka karşılık bulacağına inananlar, başarısızlığı kendi çabalarının yetersizliğine yorumlar ve kolayca yüksek bir noktadan etraflarındaki insanların acılarının tembel olmaktan kaynaklandığını alaycı bir şekilde düşünebilirler. Çoğu insanın iletişimi, bilgi alışverişinde bulunmak değil, aslında kendi önyargılarını savunmak üzerinedir. -
Dünya görüşümüz, tam olarak dünyadan aktif olarak topladığımız bilgi parçalarından oluşur. Hangi tür görüşleri kabul ederseniz, o şekilde şekilleneceksiniz. Bu yüzden iyi bir eğitim, zorla bilgi doldurma, kısa süreli sınav odaklı bir eğitim olmamalıdır; beyninize bilgi zorla sokulup, bir gün sınava ihtiyaç kalmadığında, bu bilgiler hızla hafıza çöpü olarak silinecektir. Bu nedenle, üniversite öğrencilerinin "sınav yerine geçenlerin çoğu bilgiyi çoktan unuttuğu" esprisini gördüğümde gülmüyorum, aksine, hayatımın çok fazla zamanını boşa harcadığımı, hemen unutulacak bilgileri çok fazla öğrendiğimi düşünüyorum. İyi bir eğitim, sizi birçok olasılıkla tanıştırmak ve ardından olmak istediğiniz şekilde seçmenize izin vermek üzerinden olmalıdır. -
Okulda okurken üzerimdeki o özgür ruh, her zaman okulun kurallarına karşı çıkmama neden oluyordu. Etrafımdaki her şeye tamamen gözü kapalı bakan arkadaşlarımla kıyaslandığında, neden akıntıya kapılmadığım için çok üzülüyordum. Bunun, erken dönemimde internetteki aşırı görüşlerden etkilenme olduğunu düşündüm ama sonra anladım ki, bu görüşler internetin üzerinde yatıyor, kim merak ederse, araştırmak için tıklıyor, çoğu insan ise sadece hızlıca bakıp bir sonraki sayfaya geçiyor. Başka bir deyişle, "ben" bilgi edinme açısından pasif bir nesne değil, bir özneyim. Hayranlarım bana teşekkür ediyor, görüşlerimden ilham aldıklarını söylüyorlar. Ben de, teşekkür ederim, benim görüşlerimi seçtiğin için diyorum. Bu, benim söylediklerimin ne kadar iyi olduğuyla ilgili değil, senin bu kargaşa içindeki bilgi akışında benim söylediklerime inanmayı seçmenle ilgili; bu da bizim aynı yolda yürüdüğümüzü kanıtlıyor. Bu noktaları benden almazsan, başkalarından da alırsın.
View Original
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
Kabul ettiğin görüşler, kaderini oluşturur.
Bir zamanlar, insanların saf bir şekilde beyinlerinin yıkanmış ürünleri olduğunu düşünüyordum; erken dönemde maruz kaldıkları görüşler, gelecekte nasıl insanlar olacaklarını belirliyordu. Ama şimdi tam tersini düşünüyorum, insanlar öznel bir iradeye sahip; seçtiğin görüş, kaderini belirliyor, anahtar nokta "seçimin" kendisinde yatıyor, görüşün kendisinde değil. İnternet çağında, her bireyin bir dakikasını harcayarak, tüm dünyayı rahatsız eden sorunların cevaplarını bulabileceğini görüyorsun, ama çoğu insan hala düşük seviyedeki eğlencelere dalmış durumda. AI'nın sıradan insanların bilgi farkını kapatabileceğini düşünmüştüm, ama çoğu insanın AI kullanma isteği yok.
-
Beyin, pasif bir bilgi alma makinesi değildir; mevcut görüşlere (önsel olasılıklara) dayanarak dünyayı yorumlar. Toplumun kötü niyetle dolu olduğunu düşünenler, yabancıların iyi niyetli davranışlarını otomatik olarak süzerek, sadece kuyrukta beklemeyi ve tartışmaları hatırlar ve sonra dünyanın gerçekten kötü olduğunu düşünür. Çabanın mutlaka karşılık bulacağına inananlar, başarısızlığı kendi çabalarının yetersizliğine yorumlar ve kolayca yüksek bir noktadan etraflarındaki insanların acılarının tembel olmaktan kaynaklandığını alaycı bir şekilde düşünebilirler. Çoğu insanın iletişimi, bilgi alışverişinde bulunmak değil, aslında kendi önyargılarını savunmak üzerinedir.
-
Dünya görüşümüz, tam olarak dünyadan aktif olarak topladığımız bilgi parçalarından oluşur. Hangi tür görüşleri kabul ederseniz, o şekilde şekilleneceksiniz. Bu yüzden iyi bir eğitim, zorla bilgi doldurma, kısa süreli sınav odaklı bir eğitim olmamalıdır; beyninize bilgi zorla sokulup, bir gün sınava ihtiyaç kalmadığında, bu bilgiler hızla hafıza çöpü olarak silinecektir. Bu nedenle, üniversite öğrencilerinin "sınav yerine geçenlerin çoğu bilgiyi çoktan unuttuğu" esprisini gördüğümde gülmüyorum, aksine, hayatımın çok fazla zamanını boşa harcadığımı, hemen unutulacak bilgileri çok fazla öğrendiğimi düşünüyorum. İyi bir eğitim, sizi birçok olasılıkla tanıştırmak ve ardından olmak istediğiniz şekilde seçmenize izin vermek üzerinden olmalıdır.
-
Okulda okurken üzerimdeki o özgür ruh, her zaman okulun kurallarına karşı çıkmama neden oluyordu. Etrafımdaki her şeye tamamen gözü kapalı bakan arkadaşlarımla kıyaslandığında, neden akıntıya kapılmadığım için çok üzülüyordum. Bunun, erken dönemimde internetteki aşırı görüşlerden etkilenme olduğunu düşündüm ama sonra anladım ki, bu görüşler internetin üzerinde yatıyor, kim merak ederse, araştırmak için tıklıyor, çoğu insan ise sadece hızlıca bakıp bir sonraki sayfaya geçiyor. Başka bir deyişle, "ben" bilgi edinme açısından pasif bir nesne değil, bir özneyim. Hayranlarım bana teşekkür ediyor, görüşlerimden ilham aldıklarını söylüyorlar. Ben de, teşekkür ederim, benim görüşlerimi seçtiğin için diyorum. Bu, benim söylediklerimin ne kadar iyi olduğuyla ilgili değil, senin bu kargaşa içindeki bilgi akışında benim söylediklerime inanmayı seçmenle ilgili; bu da bizim aynı yolda yürüdüğümüzü kanıtlıyor. Bu noktaları benden almazsan, başkalarından da alırsın.